Kişilerarası ilişkilerdeki sınırlarımızı, kişilik özelliklerimiz ve yaşantılarımız sonucunda kendimiz belirleriz. Dolayısıyla bu sınırlar kişiden kişiye değişiklik göstermektedir.
Kişilerarası ve romantik ilişkilerimizde kişisel sınırlarımızın neler olduğunu karşı tarafa net bir şekilde ifade etmek ve bunun benliğimize bir saygı duyma biçimi olduğunu belirtmek oldukça önemlidir.
Sınır koymak, yakın ilişkilerden uzak durmak için bir araç veya sosyal ilişkilerde zarar görmekten kaçınmak için sergilenen bir davranış biçimi değildir.
Sağlıklı sınırlara sahip ilişkilerde, bireyler birbirlerine değer verseler de kişisel duygu ve düşüncelerine, inançlarına ters düşen şeyleri yapmaktan kaçınır ve gerektiğinde birbirlerine hayır diyebilirler.
Hayır cevabının kabul edilmemesi, karşısındaki kişinin sınırlarını zorlamaya çalışma, öfke duyma, küsme, ayrılıkla tehdit etme, kendi düşüncelerini dayatmak isteme gibi negatif tepkiler ilişkide sağlıklı sınırların olmadığını gösteren davranış örüntüleridir.
Bireyler kendilerine saygı duydukları sürece, başkalarıyla da sağlıklı ilişkiler yürütebilirler. Bu nedenle bireylerin, fiziksel, duygusal, maddi ve cinsel sınırlarını net bir şekilde belirlemesi ve birbirlerinin kendi kişisel alanlarına müdehale etmeden, öz değerlerini koruyarak ilişkilerini sürdürmeleri çok önemlidir.
Bir Cevap Yazın